Nerede ne zaman ne söyleyeceğinizi bileceksiniz. Eğer mesele düşüncelerinizi paylaşmak vatanı ve vatandaşı ateşinizle biraz aydınlatmaksa anlarım ama değil onu da bilirim.
Ha eğer birilerine yaranmak, bir yerlerde yer edinmek, koltuk kapmak maaşınızı arttırmaksa e onun için de emek lazım.
Her 10 Kasım’da olduğu gibi seveni sevmeyeni Atatürk’e yüklendi kimi göğe yükseltti kimi de en dibe gönderdi. Kendimi bildim bileli iki cenah da Atatürk’ü tanımak isteyenin merakını, ilgisini, bilgisini gölgeledi, suyu bulandırdı.
Bir durun, sakin olun. Atatürkçülük ya da işin adına Kemalizm, ne derseniz deyin ama adamı bir rahat bırakmadınız. Öleli 87 yıl olmuş birileri o ölmedi der, diğerleri de..
Neyse diğerlerinin ne dediğine girmeyeyim başım ağrımasın.
O olmasaymış şu olurmuş, şöyle olurmuşuz, böyle olurmuşuz hatta olmazmışız vs. Hani olmasak bu dünya çok şey kaybetmeyecek zaten, bu safsatayı da geçelim.
Ama demem o ki bu memlekette, en az din ve milliyetçilik kadar Atatürkçülükle de çok hırsızlık yapıldı, çok suç işlendi çok hak çiğnendi çok mazlum ezildi.
Gelmişiz 21. Yüzyıla, yapay zeka çağında hala birileri Atatürk’e düşmanlık ve hakaretle bir yere varabileceklerini birilerine yaranabileceklerini sanıyor.
Sanıyor, kusuyor sonra kusmuğunu toplayıp yutmak zorunda kalıyor.
Kocaeli Müftülüğü 87. Ölüm yıldönümünde Mustafa Kemal Atatürk için mevlit okutunca, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Uysal bunu hazmedememiş.
Yahu kimler kimler için mevlit okunuyor da bir bunu mu hazmedemedin.
Neymiş; “Atatürk, İslam’ı bu topraklardan söküp atmaya çalışmışken ve bu tip dini merasimlere karşıyken, Atatürk için mevlit okutmak kimi memnun etmek için?” diye soruyor.
Sorduğunun cevabını da kendi veriyor, özetle eziklik yüzünden diyor.
Anlamıyorum sen ki Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrenci yetiştiriyorsun da sen hiç mi siyaset bilmiyorsun.
Değiştirin artık şu kafayı. Değiştirmeseniz bile ehlileştirin artık. Az biraz vicdan mı hiç umudum yok, bari az biraz siyaset bilin.
